İçinde yaşadığımız dijital çağın bir gereği olarak pek çok ülke son yıllarda, öğrenci ve öğretmenler açısından öğretim programlarını, temel bir araç olarak hesaplamalı düşünmeyi içerecek şekilde güncellediler.
Hesaplamalı düşünme, biraz ürkütücü ve korkutucu gibi görünse de aslında tam tersidir. Hesaplamalı düşünme, anlaşılması kesinlikle kolay bir kavram; öğrenmesi ve öğretmesi eğlenceli bir kavramdır. Hesaplamalı düşünmenin, dünyanın dört bir yanında, sınıf içinde bu kadar niçin popüler olduğuna bir göz atalım.
Bilgisayar okur-yazarlığı düzeyinden veya yaştan bağımsız olarak problemleri dizayn etmek üzere yapılandırılmış ve ispatlanmış bir yöntemdir. Dört bölümden oluşur:
Bu süreç, öğrencilerin ve öğretmenlerin İngilizce sınıfında biçem tanıma ve planlama yoluyla yazım kurallarını güçlendirmesi için kullanılabilir. Algoritmaları kullanarak farklı yazı stilleri yaratabilir, soyutlamayla araştırma becerileri geliştirilebilirsiniz.
Bir mucit, yeni bir şey yapabilir fakat bir yenilikçi harika bir fikri alır, onu geliştirir, onu yeni bir amaca tatbik eder.
Hesaplamalı düşünme içindeki soyutlama süreci, diğer diğer popüler düşünme stratejilerine, örneğin De Bono’nun Altı Şapkalı Düşünme Tekniğine kıyasla benzersizdir. Öğrenciler, bir çözüm oluşturmak için bir sistemden veya sorundan neyi çıkaracaklarını belirleme kapasitesine sahip olduklarında, birlikte çalıştıkları konunun en önemli unsurları hakkında farklı düşünmeye ve ilgisiz faktörleri elemeye zorlanırlar. Bunu yaparak yenilikçi çözümler üretebilmek için elimizde olan araçlara ve kaynaklara odaklanabiliyoruz. Bu konudaki yeteneklerimizi geliştirebiliriz.
Öğrenciler sınıfta, bir mesaj veya duygunun iletimini tasarlamak için soyutlama tekniğini kullanabilirler, başkalarının takip edebileceği etkili komut dizileri yazabilirler.
Hesaplamalı düşünme, ilk olarak 1980’li yıllarda Seymour Papert tarafından ortaya atılmış ve uygulanmaya başlanmıştır. Jeanette Wing, bilgisayar bilimi, algoritmik tasarım ve teknolojinin topluma etkisini ortaya koyan araştırma belgeleriyle küresel dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı. Onu bu kadar popüler yapan nedenler arasında hiç şüphesiz çevrimiçi arkadaş trafiği kontrol etme, çevrimiçi paydaş bulma, istenilen verilere ulaşma ve insan DNA’sını bireysel genetik unsurlara ayırma gibi pek çok önemli konuda yapmış olduğu araştırmalar sayılabilir.
Jeannette’in makalesine buradan ulaşabilirsiniz. Wing’in araştırmaları sonucunda ise Barack Obama gibi politikacılar ve Ken Robinson gibi eğitim felsefecileri, hesaplamalı düşünmeyi başta öğrenciler olmak üzere toplumun çeşitli kesimlerinin veri, teknoloji ve farklı kaynakları etkili etkili bir şekilde kullanmalarını sağlayan temel bir beceri olarak tanımladılar.
Bu imkanlara kavuşmamızda Google, Apple ve Microsoft gibi şirketler etkili olmuşlardır. Yine anı şirketler pazarlama alanında temel becerileri ve rekabeti avantaja dönüştürebilmek için hesaplamalı düşünme tekniğini aktif olarak kullanmakta ve bu şekilde personellerini titiz çalışmalara hazırlamaktadırler.
İnsanlardan farklı olarak bilgisayarlar, sıkıcı ve tekrar gerektiren görevleri akıcı bir etkililikte ve doğrulukta yapma konusunda inanılmazdırlar. Ancak bunu sadece, birilerin kendilerine neyi nasıl yapacaklarını özel komutlarla bildirmesi durumunda yapabilirler.
Biz hesaplamlı düşünmedeki bu sürece dizayn-tasarım diyoruz, ve logaritma bir komut dizisinden başka bir şey değil.
Onu yemekte kullandığımızda ona tarif deniyor. Matematikte kullandığımzda denklem deniyor. Basketbolda kullandığımda oyun deniyor. Bilgisayarda kullandığımızda kodlama deniyor.
Logaritmik dizayn-tasarım, hesaplamalı düşünme sürecinin, öğrencilerin Scratch ve Python dilleri kullanarak bilgisayarlar ve makinelerin daha önce yapamayacakları işleri yapmaları için komutlar oluşturmalarını sağlayan mantıksal bir parçasıdır.
İlgili donanıma ve bilgiye sahip herhangi bir öğretmenin, bu yazıda adı geçen öğretim kavramlarının birçoğunu, yalnız başına hesaplamalı düşünme tekniği bilgisine sahip olmaksızın üstlenebileceğini iddia edebileceğinden eminim.
Hesaplamalı düşünme, herhangi bir yaşam serüveninde, anasınıfından üniversite seviyesine kadar müfredatın herhangi bir alanına uygulanabilecek bir beceridir.
Aşağıda, öğretmenlerin hesaplamalı düşünme konusunda sağlam bir anlayış kazanması ve bunu kendi öğretme ve öğrenme rollerine uygulama yollarına dair önerebileceğim üç önemli kaynak var.
Eğitimciler için Google’ın Hesaplamalı Düşünme Kursu: İnternet üzerinden ücretsiz ders alarak öğrencilerinizle daha sonra yapabileceğiniz bir dizi dersleri etkileşimli araç ve etkinlikler kullanarak alabilirsiniz. Bu sadece birkaç saatinize mal olur ama harika bir başlangıç noktası.
Öğretmenler İçin Hesaplamalı Düşünme, Kodlama ve Robotik: Bu, STEM, Kodlama ve Hesaplamalı Düşünmenin 2016 yılının kutsal kitabı olarak ta görülebilir. Yüzlerce kaynağı birbirine bağlar ve karmaşık kavramları çok kolay anlaşılır bir dille açıklar. Böylece herhangi bir öğretmen ilgili konuları hızlı bir şekilde, modern bir müfredat içerisinde öğretebilir ve öğrenebilir.
CS Unplugged: Compututional Düşünceyi anladığınızda professor Tim Bell’in, bilgisayar gerektirmeden her yaştan öğrenciye bilgisayarlı düşünmeyi öğrettiği 200’den fazla etkinlikleri içeren inanılmaz koleksiyonunu da mutlaka izlemelisiniz.
Çeviren
Halil İbrahim İşbilici
Kaynak: http://www.edgalaxy.com/journal/2016/5/25