“Parçalanmışlardı. Kadınlar hatta yetişkin erkekler bile ağlıyordu… Bu şok edici bir durum! 204 kişiyle röportaj yapıyorsunuz ve her konuştuğunuz insanın dramatik bir hikayesi var: ya evi yanmış ya tecavüze uğramış ya da bir akrabası öldürülmüş veya kaçırılmış.”
Birleşmiş Milletlerin ürkütücü raporuna göre Myanmar’da, sözde “alan temizleme operasyonları” esnasında güvenlik güçleri tarafından aralarında 8 aylık bebeğin de bulunduğu çocuklar, evlerinde bıçaklanarak öldürüldü.
Kuzey Batı Arakan Eyaletinde, Arakanlı Müslümanlar egemenliğindeki bir alanda, Myanmar Güvenlik Güçleri tarafından, 9 Eylül tarihinden bu yana yüzlerce insanı öldürdükleri raporlandı. Ve sözde “alan temizleme operasyonları” esnasında söylentilere göre 8 aylık bir bebek, 5 ve 8 yaşlarında iki çocuk evlerinde bıçaklanarak öldürüldü.
Tecavüz, dövülme, katledilme
BM tarafından “iğrenç” olarak nitelendirilen kan dondurucu olaylar, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları biriminden flaş bir raporla özetlendi. Ürkütücü niteliğinden dolayı erken yayımlanan rapor, Arakan’da maruz kaldıkları şiddetten kaçtıktan sonra Bangladeş’e sığınan 200’den fazla Arakanlı Müslüman göçmenlerle yapılan röportajlara dayanıyor.
Raporda bir annenin anlattığı vakada, annesini tecavüzden korumaya çalışan 5 yaşındaki kız, tecavüzcü adam tarafından uzun bir bıçakla kesilerek öldürüldü. Diğer vakada ise 5 güvenlik görevlisi, tecavüz ettikleri annenin 8 aylık bebeğini öldürdüler. Raporda başka katletme, tecavüz ve şiddet olayları da sıralanıyor:
14 yaşındaki genç bir kız da askerlerin tecavüzüne
Burmalı Güvenlik Güçlerinin zulmünden kaçmış Bangladeş’ de Arakanlı bir çocuk
uğradığını, annesinin dövülerek, 8 ile 10 yaşlarındaki iki kız kardeşinin ise bıçaklanarak öldürüldüğünü anlattı.
Polis şiddeti normal bir durum!
Myanmar hükümeti ise medyada yer alan katliam görüntüleri ve haberleri ise “propaganda” olarak görüyor. Polisin uyguladığı şiddet ve attığı dayakların ise birçok ülkede “olağan” olduğunu savunarak Arakanlı azınlığa yönelik zulüm iddialarını defalarca reddetti.
Ağlayan bebekler öldürüldü
Arakan’daki baskı süresince Myanmar Güvenlik Güçleri silahlı üyelerinin, Arakanlı Müslüman erkekleri toplayıp araçlarla götürdükleri, evden eve dolaşıp toplu tecavüz yaptıkları veya kadınlara cinsel tacizde bulundukları, bazen de ağlayan ya da annelerini korumaya çalışan çocukları öldürdükleri söyleniyor.
Senin Allah’ın ne yapabilir?
Birkaç göçmen tarafından nakledilen başka bir olayda; Arakan köylü ordusundan bir grup, yaşlılar ve engelliler dahil tüm aileyi bir eve kilitleyip evi ateşe vererek katletti. Birçok tanık ve kurban, dövüldüğü, tecavüze uğradığı veya bir yerde toplatıldığı esnada güvenlik güçleri tarafından “Sen Bangladeşlisin, geri dönmelisin” veya “Senin Allah’ın senin için ne yapabilir? Gör bakalım, biz ne yapabiliriz.!” gibi söylemlerle aşağılandığını anlattı.
Birçok kişi ortadan kayboldu
Myanmar (Burma) Güvenlik Güçleri tarafından, Arakanlı Müslümanlara karşı yapılan diğer saldırılar ise şiddetli dayaklar ve kaybolmalar… Konuşanların büyük çoğunluğu, infazlara şahit olduklarını, yarıya yakını ise aile üyelerinin ya infaz edildiğini ya da kaçırıldığını söylemiş. Röportaja dahil olan 101 kadının yarısından fazlası, tecavüz kurbanı olduğunu ve cinsel şiddetin farklı çeşitlerine maruz kaldıklarını anlattı.
BM yetkilisi şokta
Bangladeş’te Arakanlı (Rakhine) mültecilerle röportaj yapan ve raporları nakleden 4 BM yetkilisinden biri olan Linnea Arvidsson; böylesine “şok edici” bir durumla daha önce karşılaşmadıklarını The Independent’a anlattı:
“Bu şok edici bir durum! 204 kişiyle röportaj yapıyorsunuz ve her konuştuğunuz insanın dramatik bir hikayesi var: ya evi yanmış ya tecavüze uğramış ya da bir akrabası öldürülmüş veya kaçırılmış.”
Arvidsson şöyle devam ediyor:
“Çoğu durumda, yakın çevresi dışında bu insanların konuştuğu ilk kişilerdik. Parçalanmışlardı. Kadınlar hatta yetişkin erkekler bile ağlıyordu. Kadınlar tecavüze uğradıklarını veya çocuklarının nasıl öldürüldüğünü anlatırken ağlıyorlardı. Erkekler ise evlerinin nasıl yakıldığını ve şu anda ailelerinin geçimini nasıl sağlayacakları konusunda endişelerini anlatırken ağlıyorlardı.
O bölge için şiddetin böylesine büyük bir yaygınlık göstermesi çok nadir bir durum. Ve bölgeden kaçan toplam 88 bin kişiden sadece 204’ü ile konuşmuş olduğumuzu düşündüğümüzde toplam sayıyı düşünmek gerçekten çok korkutucu.”
Olaylar 9 polisin öldürülmesiyle başladı
Arakanlı Müslümanlara yapılan saldırılar, Bangladeş sınır bölgesindeki saldırılarda 9 polis memurunun görevdeyken öldürülmesi ile tetiklendi ve güvenlik güçleri olayın arkasındaki isyancıları yakalamak için Arakan halkına karşı şiddetli bir baskı başlattı.
Fakat uzun zamandır devam eden taciz ve şiddet, sistemli ayrımcılık ve onlarca yıldır Kuzey Arakanlı Müslümanlara yönelik dışlama ve ötekileştirme politikası, bu şiddeti takip ediyor.
Irk ayrımcılığı yapılıyor
Bebeklerin katledilmesinin arkasında etnik-ırksal ayrımcılık olduğu sonucuna varan Ms. Arvidsson, erkeklere, kadınlara ve çocuklara yönelik şiddetli saldırılar, Ekim ayında polislerin öldürülmesinden sorumlu isyancıları bulmak için yapılan çalışmalardaki sistemli operasyonlardan daha da fazlaydı, diye ekliyor.
Ms. Arvidsson, “Şunu söylemek gerekir: Polisleri öldüren isyancıları bulmak için yapılan bu alan temizleme operasyonları hiç makul değil. İsyancıları bulmaya çalışırken bebekleri, yeni yürümeye başlayan çocukları ve gençleri öldürmek, kadınlara tecavüz etmek hiç mantıklı değil.
Elimizdeki bu röportajlar, bu zulmün teşvik kaynağı olarak 2 amaç üzerine çevriliyor: Ekim ayında polis memurlarına yapılan saldırılar üzerinden aşağılanmayla birlikte toplu cezalandırma, etnik ve ırksal unsura dayanan azınlık kesimi hor görme.
Siz, bir polis memuruna saldırıldı diye 8 aylık bebekleri katledemezsin. Çünkü çocukları insan gibi düşünmezsiniz” diye ekliyor.
Dayanılmaz bir olay
BM İnsan Hakları Komisyonun en üst düzey yetkilisi Zeid Ra’ad al Hussein, bebeklerin bıçaklanmasının uluslararası toplum tarafından tepki çektiğini belirterek Arakanlı Müslüman çocuklarına yapılan bu yıkıcı zulmü “dayanılmaz” olarak nitelendiriyor:
“Arakanlı Müslüman çocuklarının maruz kaldığı bu yıkıcı zulüm katlanılmaz. Nasıl bir nefret, annesinin sütü için ağlayan bir bebeği bıçaklattırabilir!
Ve bir anne için, görevi insanları korumak olan birçok güvenlik görevlisinin toplu tecavüzüne uğramak, bebeğinin katledilmesine şahit olmak, nasıl bir temizleme operasyonudur!
Buna bir son vermek ve birtakım askeri operasyonları başlatmak için Myanmar’da liderliği sağlamada tüm gücüyle bana katılmaları için uluslararası topluma çağrı da bulunuyorum. Bu iddiaların büyüklüğü ve çokluğu uluslararası toplumun tepkisini topluyor.
Hükümet reddediyor
Myanmar Hükümeti, olayların var oluşunu inkâr etmeye devam etmek yerine, mağdurların haklarını iade etmeli, zararlarını karşılamalı ve güvenliğini sağlama sorumluluğunu kabul etmeli. Ve derhal kendi halkına olan bu şiddetli insan hakları ihlallerini durdurmalı.’’
Al-Hussein, Myanmar’daki yetkilileri, kendi halkına yapılan şiddetli insan hakları ihlallerine acilen son vermeye zorluyor.
May Bulman
Çeviren Duygu Aydemir
Kaynak:http://www.independent.co.uk/ Feb 3, 2017.
Burma: Rohingya Muslim babies and children ‘being slaughtered with knives’, UN warns