İngilizce konuşanların kullandığı, “get” ve “choose” şeklinde ben-merkezci kelimeleri sıklığı giderek artıyor. Kişilerin kullandığı sözcükler hakkında meydana getirilen ampirik bir araştırma, dil kullanımındaki bu değişikliğin cemiyet hakkında informasyon verebileceğini ileri sürüyor.
Popüler yayınlarda ve edebiyat dergilerinde devamlı olarak bazı kelimelerin kullanıldığına sıkça tanık oluyoruz. Aslen popüler kelimeler, kişisel ve kültürel eğilimler ve değerler hakkında mühim şeyler söylüyor. Acaba insanoğlu artık duygularından daha fazlaca mu bahsetmeye başladılar? Acaba bazı kelimeleri sık kullanmak, insanları üzüyor olabilir mi?
Los Angeles California Üniversitesinde psikoloji profesörü olan Patricia Greenfield, insani değerlerin vakit içinde iyi mi değiştiğini tanımlamak için “gemeinschaft (topluluk)” ve “gesellschaft (cemiyet)” sosyoloji kavramlarından hareketle tanımlamak için sözcük frekans biçemlerini kullanmaya karar vermiş. Almancada “topluluk”, temel yaşam ekonomisine haiz kırsal topluma, “cemiyet” ise şehirli, varlıklı ve teknoloji kültüre karşılık gelir.
Greenfield; Google Books, Instagram ve Viewer platformlarını kullanarak 1800 ile 2000 yılları aralığında ABD Birleşik Devletleri’nde ve İngiltere’de gösterilen bir milyondan fazla kitabın en fazlaca kullandığı kelimeleri çözümleme etti. Sonuçta dilimizin yavaşça bireycilik ve maddi kazanca odaklanmak noktasına kaydırıldığını tespit etti. Şimdi, “vermek” ve “zorlamak” şeklinde grup merkezli kelimeler yerine, “daha çok” ve “seçim yapmak” şeklinde ben merkezli kelimelerin daha çok kullandığımızı fark etti.
Greenfield, argo yapılardan ve kelime tercihinde kolay bir değişikten daha fazlasını arıyordu. Bundan dolayı benzer kullanım değişikliklerine girip girmediğini görmek için eş anlamlı kelimelere ve ilgili kelimelere ilişik verileri çözümleme etti. “Seçim” ve “zorunda kalma”, “karar verme” ve “vazife” şeklinde kelimelerin kullanım sıklığını ve biçemini inceledi.
Ben-merkezci sözcükler
Greenfield, “seç” ve “al” şeklinde kelimelerin zaman içinde göreceli olarak sıklıkta arttığını fark etti. Kırsalda yaşayan insanların materyalizme ve pragmatizme doğru aşama aşama geçtiğini, bilhassa kişisel çıkarlarını kollayan insanların ve eğilimlerin, fıtratı temiz insanları da negatif etkilediğini ve tv programlarının da kırsaldaki insanların egoist ifadeler kullanmasına niçin bulunduğunu fark etti.
Greenfield, kırsalda yaşayan insanların değerlerine ve yaşam tarzlarına vurgu yapıyor. Ve kentlerde bireysel bir ortamda yaşamaya başlamayı tarihsel bir değişime bağlıyor. Maddeci kelime sıklığı arttıkça “zorunda kalma” ve “verme” şeklinde kelimelerin kullanımında eş zamanlı bir düşüş görüldüğünü ve kırsal yaşam kültüründen, değerlerinden uzaklaşıldığını ve toplumsal mesuliyet anlayışından uzaklaşıldığını, egoist kelimelerin dilimize yerleşmesi ile de bireylerin arasındaki toplumsal ilişkilerin gittikçe zayıfladığını belirtiyor.
“Verme”ye karşı “Almak”
“Almak” fiilinin kullanımını, II. Dünya Savaşı ve sivil haklar hareketi süresince minik bir azalış gösterdiği ve gene bu zamanlar süresince kişisel çıkarda toplumsal iyi lehine ihtimaller içinde bir düşüş olabileceği öneriliyor. Ne var ki diğeri göstergeler bu günlere işaret ediyor ki aha da arttığı gözlenmiş. Gene 1800 yılından beri “otorite”, “itaat”, “ilinti ” ve “yakarış” şeklinde kelimeler düşüşteyken “kişilik”, “biricik” ve “bireysel” şeklinde ben-merkezci kelimelerin kullanım sıklığında bir artış gözlenmiştir.
İtaat ve Otorite
“Bu araştırma uzak kırsal bölgelerden kent kültürüne doğru, ruhsal uyarlama sürecinde iki yüzyıl devam eden tarihsel kayma bulunduğunu göstermektedir.” Greenfield bir söyleşisinde, “Şu anda halen tartışılmakta olan bireycilik algısının yükselişi, ağırlıklı olarak kırsal kesimden, düşük teknolojiye haiz bir toplumdan kentsel dönüşüme geçerken karşılaştığımız bir problem olarak görülmemelidir. Bu sebeple bu duruma tesir eden birçok unsur söz mevzusudur. Bu geçiş süreci sanki kırsal yaşamdan kentsel yaşama geçiş sürecinin sancıları şeklinde gözükse de aslen yalnız günümüzün değil, yüzyıllardır süregelen mühim bazı gelişmelerin bir sonucu olarak devam etmektedir.
Greenfield, elde etmiş olduğu bulguları İspanyolca, Rusça ve Çince de dâhil olmak suretiyle öteki tüm dillerde yayınlamayı ve Google Kitap verileriyle çoğaltmayı umduğunu da ekliyor.
Shaunacy Ferro
Çeviren Halil İbrahim İşbilici
Kaynak: Popular Science Sitesi/Aug 8, 2013.