Yeni bir araştırmaya bakılırsa, insanoğlu başkalarının temkin, sabırsızlık yada tembellik tutumlarını bilgisizce öykünmek etme eğilimindeler.
Fransa’da meydana getirilen yeni bir emek verme, öteki insanların tembelliğinin ve sabırsız tutumunun size de yansıyabileceğini kanıtladı. Araştırmacılar, insanların tembellik, sabırsızlık ve önlemli olma benzer biçimde 3 temel karakter hususi durumunu yalnız benimsemekle kalmadıklarını, hem de bu özellikleri öykünmek ederek kuvvetli bir toplumsal tesir imkânına haiz olduklarını keşfettiler.
Paris Beyin ve Omurga Enstitüsünde, beyin ve davranış timinin ekip lideri Jean Daunizeau, tedbirlilik, sabırsızlık ve tembelliğin, insanların risk almaya, bir eylemi ertelemeye yada bir işe girişim etmeye yönelik aldıkları kararlara tesir eden kişilik özellikleri bulunduğunu belirtiyor.
Araştırmanın başyazarı Daunizeau, bu yeni emek harcamayı 30 Martta PLOS Hesaplamalı Biyoloji Bülteninde yayınladı. Araştırmaya bakılırsa önlemli olmak, “kati fakat riskli bir ödül” ile “olası fakat risksiz bir ödül” içinde bir seçim yapmaktır. Sabırsızlık, “birazcık geç de olsa daha iyi bir netice kazanma isteği” ile “derhal şimdi bir netice kazanmaya yönelik kuvvetli talep”ten birini tercih etmektir. Tembel insanoğlu ise ihtimaller içinde ödüllerin çaba harcamaya değmeyeceğini düşünen kişilerdir.
Araştırmanın başyazarı, bu 3 tipik kişilik hususi durumunun “değişmesi zor” anlamına gelen “yerleşik” özellikler olarak kabul edildiğini fakat gerçekte durumun bu şekilde olmadığını söylüyor: İnsanlar, öteki insanların risk alan tutumları ile erteleme yada girişim etme tutumları içinde bilgisizce bir ayarlama yapıyorlar.
Bulaşıcı toplumsal tutumlar
Araştırmacılar, başlangıçta sıhhatli 56 şahıs seçtiler. Bunların risk almaya, ertelemeye ve girişim etmeye yönelik tutumlarını ölçmek için alternatif arasından seçim yapacakları bir takım vazife verildi. Mesela katılımcılardan 3 gün içinde ufak bir kazanç ya da 3 ay içinde yüksek bir kazanç içinde seçim yapmaları istendi. Ya da (kazancı ufak fakat kazanama ihtimali %90 olan) güvenli bir piyango oyunu ile (kazancı yüksek fakat kazanma ihtimali düşük olan) bir piyango arasından seçim yapmalı istendi.
Hemen sonra deneklerden benzer bir göreve dair “öteki deneklerin” vereceği kararları tahmin etmeleri istendi. Seçimler yapıldıktan sonrasında “öteki” katılımcının hangi seçimleri yapmış olduğu söylendi. Sadece deneklerden biri, gerçek bir denek değildi, araştırmacılar tarafınca geliştirilen bilgisayarlı bir modelden destek alan düzmece bir denekti. Bu model; insanların tembellik, sabırsızlık ve tedbirlilik mevzusunda öteki insanların tutumlarını öğrenip öğrenmediklerini ve iyi mi öğrendiklerini öngörüyordu.
Deneyin son safhasında denekler, kendi kararlarını vermeleri gerektiren ilk görevi tekrarladılar. Araştırmacılar, deneklerin “diğerlerinin” temkin, sabırsızlık yada tembellik tutumlarını izledikten sonrasında, girişimde bulunma, bir erteleme anında bekleme ve risk alma durumlarındaki seçimlerinin “diğerlerinin seçimlerine doğru” kaydığını buldu. Başka bir deyişle denekler, daha oldukça bilgisayar destekli katılımcı benzer biçimde davranmaya başladılar.
Daunizeau; tedbirlilik, sabırsızlık ve tembellik benzer biçimde tutumlar, kısmen de olsa genetik olduğu kabul edilen özellikler olarak kabul edilir. En azından yetişkinlikteki “toplumsal tesir” benzer biçimde çevresel etkilere karşı bağışıklığının olması gerektiği düşünülür. Fakat bu araştırma gösteriyor ki katılımcılar, “toplumsal tesir”nin kendileri üstündeki tesirinin bilincinde olmamalarına karşın bu tesir, bireylerin önlemli, sabırsız yada tembellik mevzularındaki tutumlarını değiştirebilir.
Bu üç davranış niçin “toplumsal olarak bulaşıcı” olabilir?
Daunizeau açıklamasında, insanların bir gruba ilinti hissini yaşamaya yönelik toplumsal normlardan dolayı başkalarının davranışlarını öykünmek edebileceklerini söylüyor. İnsanlar, gruptakilere uyabilmek ve benzeyebilmek için başkalarının davranışlarını öykünmek ediyor, olabilirler.
İkinci bir izahat ise şöyleki: İnsanlar, başkalarının toplumsal ortamda en iyi iyi mi davranılacağına dair hususi bilgiye haiz olduklarını düşünüyor olabilirler. Bu durumda insanoğlu, başkalarından iyi mi davranmaları icap ettiğini öğrendikleri için onları öykünmek ederler, diyor.
Araştırmacılar bu emek harcamayı, çalışmada gözlemlenen tutum uyumunun, otizm spektrumu bozukluğu ve şizofreni benzer biçimde nöro-psikiyatrik bozuklukları olan insanlarda farklılık gösterip göstermeyeceğini öğrenmek için sürdürüyorlar.