Siyasi partilerin propaganda konuşmaları TRT’de yayımlandı.
Siyasi partilerin propaganda konuşmaları TRT’de yayımlandı.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek konuşmasında, birikimli, namuslu, yetenekli kadrolarla Meclis’te görev yapmaya hazır olduklarını söyledi.
Vatan Partisi olarak milletten görev talep ettiklerini ifade eden Perinçek, ” Türkiye, Amerika taklidi kabinelerle yönetilemez. Türkiye‘nin sorunlarını güçlü Meclis’le, güçlü hükümetle çözeriz. Üretim ekonomisi güçlü devletle olur. Güçlü devlet halkı birleştirir, terörü temizler. PKK’nın partilerine özgürlük yok. FETÖ ve bölücü partiler meclise giremez.” diye konuştu
Perinçek, etnik grup ve mezhep kimliklerinin Amerika ve İsrail tarafından kışkırtıldığını, Vatan Partisinin birleştirici ve kaynaştırıcı olduğunu söyledi.
“NATO zincirinden kurtulmanın darbelerden kurtulmak” olduğunu anlatan Perinçek, “Amerika ve İsrail’e lafta tavır alanları görüyorsunuz. Hepsi Meclis’te NATO’ya oy verdi. NATO’ya bağlı olanlar üretim ekonomisi kuramaz. Bu sistemde vatan bütünlüğü yok, bölünme tehlikesi var. Terör var, darbeler var. NATO’dan çıkmamız şarttır. Türkiye‘nin zenginleşmesi ve güvenliği Asya’dadır.” dedi.
Türkiye‘nin, büyük kararın eşiğinde olduğunu vurgulayan Perinçek, seçmenlerden oylarını güçlü devlet, üreten millet için Vatan Partisine vermelerini istedi.
MHP
MHP Genel Başkan Yardımcısı Filiz Kılıç, MHP’nin kurulduğu tarihten bugüne kadar yüce Türk milletinin yüksek menfaatlerini korumayı esas alan bir siyasi parti olduğunu söyledi.
MHP’nin çalışmalarını, Türkiye‘nin gelişmesi ve güçlenmesi, milletin huzur ve refah ortamının temin ve tesis edilmesi için büyük bir gayret ve titizlik içerisinde sürdürdüğünü ifade eden Kılıç, partinin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli liderliğinde ilkeli, vizyonlu ve kararlı şekilde millete hizmet etmeye devam ettiğini dile getirdi.
Kılıç, MHP’nin 15 Temmuz darbe girişiminden sonra devlet ve millet düşmanlarıyla daha etkili mücadele edebilmek amacıyla hükümetin yanında olduğunu, milli şuurla üzerine düşen görevi yaptığını aktardı.
Darbe girişimi sonrasında ortaya çıkan yeni şartlarda Türkiye‘nin yeni bir yönetim şekline ihtiyaç duyduğunun apaçık ortaya çıktığını, bu ihtiyaca binaen oluşturulan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Bahçeli’nin dirayetli duruşuyla desteklendiğini belirten Kılıç, şunları söyledi:
” Türkiye‘nin daha demokratikleşmesi, daha gelişmesi, bölgesinde ve küresel sistemde daha da etkili olması, bir yandan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin tarihsel gücüne diğer yandan da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin müessir vasfına bağlıdır. Milli güvenliğimizin sağlam esaslara bağlanmasının yanında iç huzur ve istikrar ortamının kökleşmesi için bilhassa Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bütün kurum ve kurallarıyla yerleşmesi temel gündem olmalıdır. MHP, devlet idaresinde milletin en iyi şekilde temsil edildiği bir rejim olan demokrasiyi, insan hak ve özgürlükleriyle fikir, teşebbüs ve vicdan özgürlüğünün en geniş anlamda teminat altına alındığı bir sistem olarak görmekte ve benimsemektedir. Milletimizin hür ve serbest oyuyla seçilmiş üyelerden meydana gelen TBMM, millet iradesinin ve milli duyarlılıklarımızın en üst seviyede tecelli ettiği müessesedir.”
Kılıç, MHP’nin Cumhuriyet ve demokrasiyle milletin ortak değerlerini, milli birlik ve bütünlüğün siyasi, sosyal ve kültürel temeli olarak gördüğünü, Türkiye için Cumhuriyet ve demokrasiyi vazgeçilmez ve birbirini tamamlayan iki ayrılmaz değer olarak kabul ettiğini ifade etti.
Türk devlet felsefesini üstün kılan vasıflardan birisinin de sosyal devlet olduğunu vurgulayan Kılıç, şunları kaydetti:
“Unutulmamalı ki MHP güçlü ise Türkiye güvende olacaktır. MHP güçlü ise milletimiz refah ve huzur bulacaktır. MHP güçlü ise vatandaşımızın karnı tok, başı dik, alnı açık olacaktır. MHP güçlüyse demokrasi teminat altında olacak hak, hukuk ve adalet sağlanacaktır. MHP güçlüyse Türk devleti ve Türk milleti istiklal içinde istikbale taşınacaktır. MHP güçlüyse, Türkiye güçlü olacak, lider ülke Türkiye hedefine ulaşılacaktır.”
Türkiye Komünist Hareketi
Türkiye Komünist Hareketi Genel Başkanı Aysel Tekerek ise ülkenin sosyal haklarda, adalette, eğitimde, temel hak ve özgürlüklerde geriye gittiğini öne sürdü.
Düzen değişmeden ülkenin toplumsal, siyasi ve ekonomik sorunlarının çözülemeyeceğini savunan Tekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kökten bir değişim diyoruz. Bu düzen değişsin diyoruz. Patronların saltanatı bitsin, emekçilerin iktidarı kurulsun. Ülkemizde laiklik sorunu vardır. Tarikatlar var oldukça, eğitimde özel okullar var oldukça, ülkemizde gericilik sorunu bitmeyecektir. Laiklik olmadan ülkenin, yurttaşların kurtuluşu olmaz. Özgürlük ve hatta yurttaşlık hukuku olmaz. Bugün ülkemizde ekonomik kriz vardır. Bedelini ise emekçiler ödüyor. Kamucu ve planlı ekonomi olmadan kriz sona ermez, emekçilerin insanca yaşam hasreti bitmez. Biz özelleştirilen bütün kamu kurumlarının devletleştirilmesinden, üretim ekonomisinden yanayız. Bugün ülkemizin emperyalist ve bağımlılık sorunu vardır. NATO’ya bağımlıyız. Ekonomik olarak AB’ye bağımlıyız. Türkiye, Gümrük Birliği Anlaşması’nı iptal etmezse, Alman, İngiliz, Fransız, Amerikan emperyalizminin pazarı olmaya devam eder.”
Her türlü ayrımcılığa karşı eşit yurttaşlık temelinde bir toplum kuracaklarını ifade eden Tekerek, seçmenlerden “patron partileri” yerine emekçilerin mücadelesini sürdürenlerden yana oy kullanmalarını istedi.
Kaynak: AA / Mümin Altaş – Politika