25 Haziran 2021 tarihinde “Yapay Zekâ, Transhümanizm ve Din” konulu çalıştay, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ile Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nin ortak çalışması ile gerçekleştirildi. Alanında uzman birçok akademisyen konu hakkındaki düşüncelerini ve öngörülerini YouTube kanalı üzerinden canlı olarak bizimle paylaştı. Bu çalıştay Türkiye’de yapay zekâ ve transhümanizmi dini açıdan değerlendiren ilk çalıştay olma özelliğini de taşıyor. Çalıştayda, yapay zekânın ve transhümanizmin önümüzdeki yüzyılda hızlı bir ivmeyle insan yaşamını da değiştireceği yönünde görüşler ağırlıktaydı.
Gelecekte sosyoloji, psikoloji, tıp, mühendislik gibi birçok alan yeniden formatlanacağa benziyor. Özellikle tıp alanında insan genine dışarıdan yapılan müdahalelerle daha zeki, daha güçlü insan yaratma projesinin son durağı ölümsüz insan yaratma ideası tranhümanizm diye adlandırılıyor. İnsanın sonsuz yaşama isteği, kutsal kitap Kur’an-ı Kerim’de, Âdem ve eşinin yeryüzü cennetinden kovulma serüveni ile başlamaktadır denebilir. İblisin “Sana sonsuzluk bilgisi vereyim mi?” cümlesi Âdem’e ve Havva’ya, İblis’in sonsuzluğun bilgisine sahip olduğu fikrini vermiş olabilir. Kuran’da menkıbe şöyle geçer:
“Sonra Şeytan, ona fısıldadı:
-‘Bak Âdem! Sana ölümsüzlük ağacını ve yıpranmayacak bir saltanatı göstereyim mi?’ dedi” (Taha 20/120).
Buradaki “ölümsüzlük” fikri, ölümlü olan insan yapısıyla çelişmektedir. Bu ölümsüzlüğüe bağlı sonsuz evren ve zaman fikri, Bing Bang teorisi ile de çelişmektedir. Her ne kadar Big Bang’in başı ve sonu olan sınırlı evren modeli ile Newton’un sonsuz zamanlı evren modeli çelişse de insanlık çelişkili düşünmeyi seviyor diyebiliriz. Nihayetinde teoride işine yarayan bölümü seçip diğerini sümenaltı edebilir. Bakalım, yapay zekâ sonsuz evren algısı ile başlangıçlı evren algısını nasıl değerlendirecek!
Ölümsüz İnsan Fikrinin Dini Açıdan Geçerliliği
Dini açıdan değerlendirdiğimde bir Müslüman olarak sorduğum sorulara en kısa yoldan cevap alabileceğim kaynağın Kur’an-ı Kerim olduğunu düşünüyorum. Kuran’ı Kerim’de insan psikolojisine dair şöyle yazar:
“Şunu kesin olarak göreceksin; insanların yaşamaya en düşkün olanı onlardır, müşriklerden bile düşkündürler! Onlardan her biri çok ister ki ‘Keşke ömrüm bin seneye çıkarılsa!’ O kadar ömür verilse bile bu, onları azaptan uzaklaştıracak değildir. Allah yaptıkları şeyi daima görmektedir” (Bakara 96).
“Senden önce hiçbir beşeri ölümsüz yapmadık. Sen ölürsen onlar ölümsüz mü olacaklar! Her canlı ölümü tadacaktır. Sizi imtihan için, şerle de hayırla da zor bir denemeden geçireceğiz. (Sonunda) Huzurumuza çıkarılacaksınız” (Enbiya 34-35).
Evrenin sonlu olduğunu anlatan ayetler de cabası! Dindarların ahirete olan inançları yani birgün Allah’a hesap verecekleri fikri, inanmak istemeyen insanların veya yapay zekânın anlayabileceği yahut da cevap vereceği bir konu değildir! Tıpkı insan gibi, yapay zekânın da aciz kalacağı birçok konudur. Sanırım insan kendi zekâsını taklit ederek oluşturduğu yapay zekâya da kendi acizliğini transfer edecek, ayna metaforu misali.
Zekâ, karmaşık problemleri çözmek adına gerekli bilgileri toplama ve çözme kabiliyetidir, denebilir. Yapay zekâ ise insanda bulunan tüm zihinsel fonksiyonları yapay hale getirmeye çalışmaktır. İnsanda bulunan zihinsel süreçleri, fonksiyonları bilgisayar modelleri yardımıyla inceleyip eldeki bilgileri biçimsel hale getirdikten sonra yapay sistemlere uygulamaya çalışmaktır.
Yapay Zekâ Dini Çözümler Sunacak mı?
Elimizdeki tüm dini metinleri; Tevret, Zebur, İncil ve Kur’an, Mişna, hadis, mezhep ve tarikatların dini anlayışlarını, yorumlarını ve uygulamalarını yapay zekâya yüklediğimizi farz edelim: Yapay zekâ dini sorularımıza hangi zaviyeden bakıp çözüm önerisi sunabilir ki!
Yapay zekânın din alanında yapılacak akademik çalışmalara katkı sunacağı ve kolaylaştıracağı bir gerçek. İnsan için aylar hatta yıllar sürecek çalışmaları, yapay zekâ kısa süre içerisinde sentezleyip cevaplar verebilecek. İnsanın işini kolaylaştıracak fakat iman konusunda işimizi kolaylaştırabilecek mi?
Şunu unutmamakta fayda var: İnsan zekâsıyla, vicdanıyla, ahlakıyla, iradesi ile anında fikir değiştirmesiyle taklit edilemeyen bir varlıktır. Dini açıdan yapay zekâya çok bel bağlamamak lazım vesselam.
Mürüvvet Çalışkan