“Bitik Erkekler” kitabının yazarları Philip Zimbardo ve Nikita D. Coulombe pandemi öncesinde Amerikalı erkeklerde tehlike çanlarını fark edip erkeklerin sosyal medyadan nasıl etkilendiklerini ortaya koymak adına bir dizi araştırma yapmışlar.
Bu kitabı okuduğumda, “Aynı araştırmayı pandemi sonrasında da yapmış olsalardı, aynı verilerle karşılaşırlar mıydı?” sorusu zihnimi kurcaladı. Pandemi öncesi bilgisayar oyunları oynayan gençler, evlere mecburi kapanmalarla daha fazla oyun oynadılar mı? Kadınlar daha fazla TV izlediler mi? Pandemiyle beraber birçok şeyin daha fazla yapıldığını öngörebiliriz. Peki, pandemi bitiminde bizleri nasıl bir hayat bekliyor? Erkekler daha bitik, kadınlar daha mutsuz mu olacaklar?
Küreselleşmeye ve dijitalleşmeye sebebiyet veren bilgisayar ve internet teknolojisini bilim insanları üretti. Ürettikleri teknolojiyi pazara sundular. Bu teknolojileri üretenler, pazara sunulan teknolojinin olumlu, olumsuz, işlevsel ve işlevsel olmayan yanlarının olup olmadığını, insanlığı nasıl etkileyeceğini kestiremez. Zamanla yaşanmışlıklar, bir bilgi birikimine sebebiyet verir. Yaşanan değişiklikler gözle görünür hale geldiğinde uzmanlar, bilgi birikimini değerlendirmek için konuyla alakalı anketler düzenleyip istatistiki araştırmalar yaparlar. Elde edilen verileri analiz edip yorumlarlar. İşte “Bitik Erkekler” kitabının yazarları da erkek çocuklarının okullardaki başarısızlıklarını, sınıflardaki erkek sayısının azalışını yazan köşe yazılarını kırparken, aynı zamanda erkeklerin sohbet etmektense video oyunlarının başında toplandıklarını, porno sitelerine rağbetin artığını fark etmişler. Ve tavşanın deliğine girmeye kara vermişler.
Neden erkekler eğitimde daha başarısız hale geldiler?
Yapılan istatistiki araştırmalar birçok alanda lisansüstü eğitim programlarına kadınların daha fazla katıldığı yönünde. “Eğitimde Cinsiyet Farklılıkları: Erkek Çocukların Başarısızlığı” adlı makalede Eirene Mitson ve Ken Brovne 1990’ların başlarından itibaren Amerika’da kızların, eğitimin her alanında ve her düzeyinde erkekleri geride bıraktıklarını yazdılar. Erkek çocukların başarısızlığını konu edinen makalede çarpıcı açıklamalar var:
“Öğretmenler, kız öğrencilerle, erkek öğrencilerle ilgilendikleri kadar ilgilendikleri takdirde kızların daha da başarılı olacağına inanmaktalar.”
Bitik Erkekler kitabının yazarları da farkına vardıkları bu sorunun üzerine giderek, “Genç erkekleri teşvik etmek için okul ortamını nasıl değiştirirdiniz?” ve “Erkekleri güvenli ve sosyal açıdan olumlu şekillerde nasıl desteklersiniz?” gibi sorulardan oluşan anket düzenlemiş ve iki ayda 20.000 kişiye ulaşmışlar. Katılımcıların %76’sını, 18-36 yaşlarındaki erkekler oluşturmuş. Elde edilen verilen ışığında kitaplarında çözüm önerileri sunuyor ve tehlikenin yaklaştığını vurguluyorlar.
Yapılan araştırmalarda “değişen ve belirsiz dünyada genç erkeklerin birçoğu, yüzleştikleri yeni güçlükler nedeniyle, kendilerini daha güvenli, sonuçları kontrol edebildikleri, reddedilme korkusunu olmadığı ve becerileri için övgü aldıkları yerlerde izole ediyor. Video oyunları ve porno siteleri, birçok genç erkek için daha güvenli yerler. Oyun oynamada, becerilerini artırmada gitgide daha çok uzmanlaşıyorlar, oyun içinde yüksek statü ve saygı kazanıyorlar. Kadınları yaparken göreceğiniz bir şey değil bu çünkü bu türden rekabetleri genelde anlamlı bulmuyorlar, oyun oynama becerilerini geliştirerek saygı da görmüyorlar” sonucuna varmışlar. Ayıca araştırmalarında birçok genç erkeğin “uzun süreli aşk ilişkisi, evlilik, babalık ve aile reisliğiyle ilgilenmediklerini” de keşfetmişler.
Araştırma sonucunda kadınların da sosyal ağlar ve cep telefonu konusunda erkeklerden daha takıntılı oldukları görülmüş. Örneğin 20 yaşlarında bir kadın veya lise çağlarında bir öğrencinin, gittiği yerden Facebook sayfasına bir “selfie” koymak için dış görünüş ve dış mekân hazırlıklarına saatlerce vakit ayırdıkları ortaya çıkmış.
Medyaya gelince, her ne kadar genç erkekler bağımlılık derecesinde saatlerini internette veya bilgisayar oyunlarında genç kadınlardan daha fazla harcıyorlarsa da 18, 49 yaşları arasındaki kadınların erkeklerden daha fazla televizyon izlediği tespit edilmiş. Bu da kadınların genel mutsuzluk seviyeleri üzerinde yapılan araştırmalarla ve mutsuz insanların daha çok televizyon izlediği yönündeki araştırmalarla uyumluluk gösteriyor.
Pandemi öncesi ve pandemi sonrası kıyasların yapılacağı birçok çalışma uzmanları beklemektedir. Uzaktan eğitim hem erkekleri hem kadınları etkiledi. Sherry Turkle’nin dediği gibi,
“Teknoloji insani değerlerimize meydan okuyor. O zaman her şeyden önce insani değerlerimizi anlamamız gerekiyor. Kolay bir şey değil bu. Teknoloji iyi ya da kötü değil, güçlü ve karmaşıktır. Onun yapabildiği şeylerden faydalanın. Ama ‘bize ne yapıyor’ diye de sorun. Yavaş yavaş dengemizi bulacağız fakat bunun zaman alacağını düşünüyorum.”
Mürüvvet Çalışkan