Lisansüstü öğrencilerde kaygı ve depresyon kötüleşiyor. Yeni nesil araştırmacıların sağlık durumları, araştırma alışkanlıklarında sistematik bir değişim gerektiriyor.
2 yıl önce Nature Dergisi’nin doktora anketini yanıtlayan öğrencilerden biri, lisansüstü çalışmaların yol açtığı stres zamanlarında kullanabilecekleri “ağlama zamanı” adlı bir sessiz oda oluşturmayı önermişti.
Performance yönetimi. Fotoğraf: Frank Gilbreth. Credit: Kheel Centre
O ankette katılan 5 bin 700 öğrencinin yüzde 29’unun zihin sağlıkları hakkında endişe duydukları ortaya çıkmıştı. Bunların neredeyse yarısı, doktora tez araştırmasının yol açtığı endişe ya da depresyon için yardım istemişlerdi. Bugünlerde durum daha kötüye gidiyor gibi görünüyor.
Bu hafta yayınlanan ve dünyanın dört bir yanından 6 bin 300 yüksek lisans öğrencisinin katıldığı anket, öğrencilerin yüzde 71’inin araştırma deneyimlerinden memnun olduğunu fakat yüzde 36’sının doktora çalışmaları ile ilgili ya kaygı ya da depresyon yardımı talep ettiklerini gösteriyor.
Bu bulgular İngiltere’de bu hafta yayınlanan ve 50 bin lisansüstü öğrencinin katıldığı bir anketin sonuçları arasında yer aldı. İngiltere / York merkezli bir yüksek öğretim eğitimi kurumu olan Advace HE tarafından gerçekleştirilen bu ankete katılanlar, araştırma deneyimleri hakkında benzer şekilde olumluydular ancak katılımcılardan yüzde 86’sı belirgin kaygı düzeylerini rapor etti; bu genel nüfusa göre çok yüksek bir yüzde. Benzer veriler geçtiğimiz mayıs ayında erken kariyer araştırmacılarının ruh sağlığı ve refahına adanmış ilk uluslararası konferansın yapılmasına yardımcı oldu.
Lisansüstü öğrenciler nasıl oluyor da hem araştırma deneyimlerinden memnun olabiliyor hem de giderek kötüleşiyorlar! Anketin başka noktalarında buna bir ipucu bulunabilir belki de. Ankete katılanların 5’te biri zorbalığa uğradığını bildirdi, 5’te biri ise ya tacize ya da ayrımcılığa maruz kaldığını ifade ettiler.
Üniversiteler daha etkili adımlar atabilir mi? Kuşkusuz atabilirler. Onlar mı? Yeterli değil. Endişelerini bildiren katılımcılardan 4’te biri kurumlarının destek sağladığını fakat 3’te biri ise başka yerlerden yardım istemek durumunda kaldıklarını söylediler.
Memnun olan öğrencilerin kötü sağlık durumlarına vurgu yapmalarının bir nedeni olmalıydı. Giderek artan bir şekilde birçok ülkede kariyer başarısı; yayınlar, alıntılar, finansman, konferans bildirilerine; günümüzde ise araştırmanın ekonomi veya çevre üzerinde olumlu bir etkisi olup olmadığına bakılan bir dizi kriterler ölçülüyor.
Erken kariyer işleri güvencesiz olma eğilimindedir. İlerlemek için bir araştırmacının araştırma konularının temelini öğrenmesinin yanı sıra, yukarıda sıralananlar için de doğru noktalara temas etmeleri gerekiyor.
Çoğu öğrenci doktora yapmaya, akademik kariyerin temeli olarak başlar. Akademik kariyeri seçmelerindeki amaç kısmen keşfetme ve icat etme özgürlüğü ve özerkliğidir. Ancak bu konularda özerklik kısıtlandığında ya da kaldırıldığında bazı sorunlar ortaya çıkabilir. Bu durum araştırmanın ekonomik çıktısı ve yayın hedefleri, üniversitelerin resmi izleme ve değerlendirme sistemlerinin bir parçası haline geldiğinde açıkça görünür hale gelir. Öğrencinin danışmanı (tez danışmanı veya araştırma danışmanı), öğrenciyi başarı yada başarısızlıkla yargılandığında öğrencinin yaşadığı sıkıntı yahut da sağlık endişesi hakkında danışmanına açılamayacağını hissetmesi ve açılamaması da hiç şaşırtıcı değildir.
Ortaya çıkan bu krizin çözümü, bunlar gerekli olsalar da sadece kampüs içi ruh sağlığı desteği sağlamak için daha fazlasını yapan ve denetçilere daha fazla eğitim veren kurumlarda yatmıyor. Aynı zamanda akıl sağlığının az da olsa performans ölçümüne aşırı odaklanmakla ilgili olduğu yargısını kabul etmeliyiz. Bu mesele; burs verenlerin, akademik kurumların, dergilerin ve yayıncıların hepsinin sorumluluk olması gereken bir durumdur.
Sistemin nasıl elden geçirileceği ve araştırmacılara açık akademi-dışı kariyerin teşvik edilmesi de dahil olmak üzere, araştırma başarısını tanımlamanın daha iyi bir yolunu bulmalarında çok şey yazılmıştır. Ama gerçek şu ki sistem, gençleri hasta ediyor; gençlerin yardımımıza ihtiyaçları var. Araştırma camiasının yeni nesil araştırmacıları koruması ve güçlendirmesi gerekiyor. Araştırma kültürlerinde sistemik bir değişiklik gerekiyor aksi takdirde onları bilimden uzaklaştıracağız.
Çeviren: Sinem Bıçakçı
Kaynak: Nature 575, 257-258 (2019).