“Öncelikle çocuklarınıza teknolojiyi akıllıca ve iyi kullanmak için ihtiyaç duydukları becerileri öğretin. Çitleri olmayan bir dünyada kapıyı tutmak zordur. Çitlerin ne olduğunu, nasıl çit yapılabileceğini öğretin!”
Yazan
Sinem Bıçakçı
Çocuklar yaratıcıdır. Günümüzde Z kuşağı dediğimiz dijital yaşam çocuklarının ise bu yaratıcılıklarını geliştirebilecekleri imkanları daha fazladır. Dijital yaşam çocukları çevrimiçine katılabilirler, orada iletişim kurabilir, müzik üretebilirler.
Peki, çevrimiçi ne kadar güvenli?
Çevrim içinde her şey geniş, görünmez ve çoğu zaman anonim bir seyircinin önünde olur. Dijital yaşamda bir şey yapıldığında, onu silseniz bile o yok olmaz, dijital ayak izleri bırakır. Veri kontrol edilemez; her şey kopyalanabilir, değiştirilebilir ve anlık olarak paylaşılabilir.
Çocuklarımızın medyayı farklı bir şekilde kullandıklarını bilmeliyiz
Çocukların günümüzdeki çevrim içi, mobil ve teknolojik faaliyetlerini “dijital yaşam” olarak düşünebiliriz fakat aslında bu onlar için hayatın ta kendisidir. Onların dünyası, medyayı tüketmekle ilgili olduğu kadar yaratmaktır da. Her şey ellerinin altında, taşınabilir durumda. Telefonlar sadece telefon görüşmeleri yapmak için değildir; müzik dinlemek, metin göndermek, video-fotoğraf çekmek, paylaşmak ve İnternet’e erişmek içindir. Çocuklarımız bilgisayarları sadece ev ödevlerini yapmak için değil ama aynı zamanda sosyalleştirmek, video oluşturmak, film ve şarkılar yapmak için de kullanıyorlar. İstedikleri yerden istedikleri kişi veya yerle 7/24 iletişim kurabilir ve bağlantı oluşturabilirler.
Sezgilerimizi güçlendirmeliyiz
Çocuklarımızın sahip olduğu güçlü teknoloji ile büyük kararlar almasını bekliyoruz. Fakat iyi seçimler yapabilmeleri için çocukların dijital dünyanın nasıl çalıştığını bilmeleri gerekir. Sürekli olarak birbirine bağlı kültürlerinin doğası gereği, çocukların gizlilik meselesini iyi kavramaları, bu şekilde yazdıkları veya oluşturdukları içeriklerin onları incitmemesi, ileride birgün utandırmaması için gereklidir.
Dijital iletişimin büyük kısmı anonimdir ve bu gerçek, sonuçları itibariyle sorumsuz veya saygısız davranışlara yol açabilecek eylemlerden kaçınabileceğimiz anlamına gelir. Çocukluk görevinin çoğu, çocuğun kendisini tanıması, kim olduğuna karar vermesiyle ilgilidir. Ancak dijital hayatta, söylenen veya yayınlanan herhangi bir şey, süresiz olarak yayınlanabilir, hiç de arzu edilmeyen bir imaj ve prestije yol açabilir.
Çevrim içinde bilgiye ve insanlara sınırsız erişim, yaşça uygun olmayan iletişim ve içerik anlamına da gelebilir, bilgi ve deneyim zenginliği anlamına da. Çocukların tıpkı konuşmayı, yürümeyi, yüzmeyi, düzgün yemek yemeyi ya da bisiklet binmeyi öğrendikleri gibi dijital dünyada saygılı ve sorumlu yaşamayı da öğrenmeleri gerekir. Eğer bu bilinç oluşturulabilirse güçlerini iletişim kurmak için kullabilecekler; dijital medyayı gerektiği gibi kullanıp zarar göremeyecekler.
Ebeveynler için 7 Acil Tavsiye
1. Öncelikle çocuklarınıza teknolojiyi akıllıca ve iyi kullanmak için ihtiyaç duydukları becerileri öğretin! Çitleri olmayan bir dünyada kapıyı tutmak zordur. Çitlerin ne olduğunu, nasıl çit yapılabileceğini öğretin. Dijital yaşamdan önce sıkı denetim altında tutulabilen çocukların bilgi edinme ve öğrenme süreçlerini artık kontrol edemez hale geldik, kontrolü kaybetmek üzereyiz. Bugün neler konuştuklarını pek duymuyoruz, onun yerine çevrim içinde hangi içerikleri oluşturduklarını ve başkalarıyla neler paylaştıklarını görüyoruz. Onların gözlerini öremeyeceğimiz gibi onları her dakika denetleyemeyiz de. Bu yüzden onlara çevrim içinde nasıl görülebileceklerini ve nasıl davranacaklarını öğretebiliriz.
2. Çocuklarınızın kendilerini açığa vurmadan önce kendilerine yansıtmalarına yardımcı olun! Çocuğun aklını da, kendi aklınızı da yeni fikirlere açık tutun!
3. Dünyayı çoğu zaman çocuklarımızın gördüğü gibi göremiyoruz; onlar dijital yaşamın içine doğdular. Çocuklarımızı, dijital olmayan bir dünyanın kriterleri üzerinden yargıladığımızda onlara yardım etmiş olmayız. Öncelikle anlamamız gereken şey, çocuklarımızın, hayatlarını herkesin iletişim ve paylaşımla katıldığı bağlantılı bir dünyada geçirdiklerini, geçirmeye devam edeceklerini anlamamız gerekli.
4. Teknolojiden korkmayın! Ebeveynler tekno-fobik olmayı göze alamaz, almamalılar. Çocuklarımız teknolojiyi bizden daha hızlı bir şekilde benimsiyorlar. Bu durum ebeveyn-çocuk ilişkilerinde uçuruma sebep olabilir.
5. Onlarla iletişim halinde olun! Çevrimiçi bir oyun oynamak isteyin mesela. Çocuklarınızın bilmediğiniz bir şeyi nasıl yapacağınızı göstermelerini sağlayın. Ebeveynlik bilgilerimizi ya da bildiklerimizi dijital dünyaya uyarlamalıyız. Çocuklarımıza öğrettiğimiz nezaket kurallarını, arkadaşlarıyla paylaşım içinde olmaları, okulda öğretmenlerine saygılı davranmaları gerektiğini şimdi de görünmez bir dijital dünyaya yaymak zorundayız.
6. Değerlerinizi aktarın! Ebeveynliğin en önemli işlerinden biri, çocuklarımıza sahip olduğumuz değerleri öğretmek ve devam ettirmelerini beklemektir. Ebeveynler olarak değerlerimizi dijital dünyaya çevirmeliyiz ve çocukların eylemlerinin etkilerini anlamalarına yardım edebilmeliyiz.
7. Denge arayın! Çocuklarımıza ne kadar özgürlük verileceğini bilmek zor. Onların keşfetmelerini, eğlenmelerini, iletişim kurmalarını istiyoruz. Ayrıca onların korunduğundan veya kendilerini nasıl koruyacaklarını bildiklerinden emin olmak istiyoruz. Çocuklarımızın büyüdükçe daha fazla bağımsızlığa ve mahremiyete ihtiyaçları olur. Ancak anne babaların, çocuklarının kendilerini kaybetmelerine izin vermeden önce nasıl güvende ve nasıl sorumlu olacaklarını bilmeleri gerekir. Bildikleri gibi de öğretmeleri gerekir.
Çocuklarımızın hem olasılıkları hem de tehlikeleri görmeleri gerekiyor, böylece onlar sorumluluk sahibi bir şekilde hareket edebilirler ve harika olanları yakalayabilir ve dijital yaşamlarını insanlar ve vatandaşlar olarak zenginleştirebilirler.
Kaynak: http://www.pbs.org/parents/childrenandmedia/