Charlie Hebdo, Fransız mizah dergisidir. Dergi İslam’a yönelik eleştiri içeren karikatürler nedeniyle saldırıya uğramıştır. 2015 yılında gerçekleşen saldırıda 12 kişi hayatını kaybetmiştir. Charlie Hebdo Dergisi’nin ofisine yapılan saldırı sırasında saldırganların tekbir getirmesi ve “Peygamberimizin intikamını aldık” demeleri, derginin daha önce yayımlamış oldukları Muhammed karikatürleri dolayısıyla tanınmış bir olması saldırının ifade özgürlüğüne karşı gerçekleştirilmiş olduğu şüphesinin hızla yayılmasını sağlamıştır. Olayın ardından ortaya çıkan kanıtlar bu şüpheleri büyük oranda doğrulamıştır (BBC, 14 Ocak 2015)
İfade özgürlüğü bağlamında gelen tepkiler
İfade özgürlüğünün fikir olarak güçlü bir şekilde olması aydınlanma hareketi ile ilgilidir. Bu sebepten ifade özgürlüğü Batılı bir yaklaşımdır. Batı dünyasında anlaşmazlıklara rağmen çeşitli politik aidiyetleri olanlar tarafından güçlü bir biçimde savunulmaktadır. (Keane, 2000, s. 31) Derginin yayımlanmasından sonra hassasiyet duyan Müslüman düşünür ve yazarlar bu durumun çok kültürlülüğe aykırı ve ona zarar verecek şekilde olduğu söylemişlerdir. Bunun aksine Batılı düşünürler derginin amacının özgür ifadenin savunulması yönünde olduğunu açıklamışlardır.
Kamu yararı bağlamında gelen tepkiler
Tüm zorluklara karşın Müslüman çevreler Peygamber ile ilgili aşağılayıcı olduğunu düşündükleri görsellerin ya da yazılı ifadelerin özgürlük kapsamında değerlendirilmesine şiddetli bir şekilde karşı çıkmaktadırlar. İfade özgürlüğü ve dini ifade özgürlüğü bir arada düşünüldüğünde Müslümanlara ayrım uygulandığı ve Batı’nın bu konuda ikiyüzlü davrandığı savunulmaktadır (Yağan, 2015, s. 47). Toplumun azınlık olarak görünen kısmının yok sayıldığı ifade edilmiştir.
Basın meslek ilkeleri bağlamına gelen tepkiler
Olaya Basın Meslek İlkeleri bağlamında bakılacak olursa ilk maddede belirtilen “Yayınlarda hiç kimse; ırkı, cinsiyeti, yaşı, sağlığı, bedensel özrü, sosyal düzeyi ve dini inançları nedeniyle kınanamaz, aşağılanamaz.” İlgili karikatürde inançlı insanlara değil doğrudan dinin kendisine yöneltilen bir ifade bulunmaktadır. Öte yandan ülkede bulunan Müslüman bireyler düşünüldüğünde “Gazeteci, şiddet, nefret, zorbalık ve ayrımcılığı özendirici, insani değerleri incitici yayın yapamaz.” ilkesinden yola çıkarak karşı tarafın hassasiyetlerine karşı bir açıklama yapılmamıştır.
Olay Sonrası Bazı Gazetelerin Tutumları
Le Monde’un Tepkisi
“Le Monde gazetesi 2015 yılı ocak ayında yaptığı ankette, Fransa’da ne kadar Müslüman yaşadığını ne kadar cami olduğunu ve ülkede İslamın ağırlığını tespit etmeye çalışmıştır. Bu ankete göre, Fransa’da 2,1 milyon Müslüman yaşamaktadır fakat Le Monde Fransa İçişleri Bakanlığı’nın 4-5 milyon civarında bir rakam verdiğini de hatırlatmaktadır.”
Gazetenin çifte standartlı tutumu dikkat çekmektedir. Ayrımcılık yapma ilkesine son derece aykırıdır. Ülkede diğer dinlere mensup vatandaşların oranının verilmemesi bunun açık bir kanıtıdır. Ayrıca düşmanlığı körükleyici bir harekettir. Olaydan haberi bile olmayan Müslüman vatandaşlar bu şekilde zan altında kalmaktadır. “Kamusal bir görev olan gazetecilik ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilmez. Gazeteci halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkını gözetir.”
Yeni Akit
“Paris’te küstah mizah dergisine saldırı” (www.yeniakit.com.tr)
Ölen gazeteciler ve karikatüristlerden ziyade İslam’a yönelik eleştirilerden dolayı cephe tutulmaktadır. Burada durumu görmezden gelme, yok sayma yani ideolojik bir yaklaşım bulunmaktadır. Bir diğer ilkeyi düşünürsek “küstah” söylemi “Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez.” kuruma karşı iğneleyici bir tavırdır.
“Henüz doğrulanmamış gelen ilk bilgilere göre otomatik silahlarla gerçekleşen saldırıda 12 kişi hayatını kaybetti.” (www.yeniakit.com.tr)
İlk etaptan beri cihat sloganları ve terör vurgusu yapılan haberlerde saldırının Müslümanların yapmış oldukları söylenmek istenmemiştir. 12 kişinin kimler olduğu da belirtilmemiştir. Gerçekleri çarpıtmamaktadır ancak eksik verilmektedir. “Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz.”
Hürriyet
“Fransa’nın başkenti Paris’te mizah dergisi Charlie Hebdo’nun merkezine silahlı kişilerce saldırıldı.” (www.hurriyet.com.tr)
Tarafsız bir tutum gözlemlenmektedir.
“Fransa En Önemli Karikatüristlerini Kaybetti”(www.hurriyet.com.tr)
Kişiler özne olarak verilmiş karikatüristlerin kimler olduğu haberde yer almıştır. Burada durumun ne olduğu kimlerin hayatını kaybettiği ve o kişilerin neden önemli olduğu belirtilmiştir. “Gazeteci görevini, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlarla yapmaktan sakınır”
Birgün Gazetesi
“Charlie Hebdo’ya saldırı: Charb, Cabu, Wolinski ve Tignous yaşamını yitirdi”(www. birgun.net)
Kişilerin kimler olduğu belirtilmiştir. İsmi geçen gazetecilere önem verildiği anlaşılmaktadır. Taraf olarak derginin tutulduğu, yaşamını yitirdi diyerek yumuşak bir tutum vardır. “Gazeteci, şiddet, zorbalık, nefret ve ayrımcılığa özendirici, insani değerleri incitici yayın yapmaz” (Şeker & Yağız, 2015, s. 195-202).
Habertürk Gazetesi Mehmet Çağçağ Röportajından örnek
“Bir tarafta çizgiler diğer tarafta cesetler varken ‘ama’ denmez”
- Siz bir karikatürist olarak Charlie Hebdo’nun felsefesini doğru buluyor musunuz?
- Ben Oğuz Aral’ın öğrencisiyim. Onun bize öğrettiği bazı etik değerler vardı, “İnsanların kutsal saydığı inançlarıyla alay etmek, küçük düşürmek doğru değildir” derdi. “Ama o inançtan çıkar sağlayan, o inancı kendine maske yapan, o inancı sömüren ve o inanca leke getiren her türlü cemaat, insan, siyaset eleştiri konusudur.” Her kim ki katılık ve kötülük ile savaşmaya kalkışsın, biraz da kendisi kötüleşmeye hazır olsun denir ya… Katılığa karşı katı bir dil kullanıyorsa mizahçı, biliyordur ki bu son çaredir. Mizahın ve mizahçının zekasında, en belalı bir durumda bile lafını söyleyip sıyrılabilmek var. Tarihimizde buna dair hicivci şairler var, Sümbülzade mesela. Fikirlerinize katılmıyorum, ama fikirlerinizi özgürce ifade edebilmeniz için canımı veririm.
EuroNews Haber örneği
Kanada Başbakanı Justin Trudeau, son dönemde özellikle Fransa’daki karikatür tartışmalarıyla ilgili olarak “ifade özgürlüğünün sınırsız olmadığını” söyledi. Fransız dergi Charlie Hebdo’nun Hz Muhammed’in karikatürlerini yayınlama hakkı olup olmadığıyla ilgili soruyu cevaplayan Trudeau,”Sözlerimizin, eylemlerimizin başkaları üzerindeki etkisinin farkında olmalıyız” dedi.
İfade özgürlüğünü her zaman savunacaklarını söyleyen Kanada Başbakanı, “Ancak ifade özgürlüğü sınırsız değildir ve başkalarına saygılı davranmak, toplumu ve gezegeni paylaştığımız kişilere keyfi olarak veya gereksiz yere zarar vermemek görevimizdir.” şeklinde konuştu.
Sonuç olarak
Gazeteciler ile toplum arasında gizli bir sözleşme vardır. Etik bundan ortaya çıkar. Kant bakış açısıyla bakarsak Hebdo mizah dergisidir ve onlar için doğru olan eleştirinin kendisidir. Kurulduklarından bu yana tutumları bellidir. Her türlü inanç ve ideolojileri yok sayarlar. Her dönemde çok sert eleştirilerde bulunmuşlardır. Yani onlar deontolojik olarak görevlerini yerine getirmişlerdir. Sonucunu düşünmeden yani hesap yapmadan yayımlama kararı alırlar. Onların motivasyonu her şeyin eleştirilebilir olmasıdır. Öte yandan bakacak olursak Basın Meslek İlkelerine göre gazeteci: evrensel değerleri, çok sesliliği ve farklılıklara saygıyı savunmalı. Demokratik değerler önemlidir. Bu noktada da Fransa’daki demokratik değerleri düşünecek olursak-olay Fransa’da gerçekleştiği için- Batılı anlamda demokratik bir kurumda, ifade özgürlüğüne yönelik saldırıda basın kuruluşlarının açık şekilde özgürlükten yana olmaları anlaşılır bir durumdur. İfade özgürlüklerinin son derece önemli olduğunu savunmaktadırlar. Ancak kültürel değerlere ve inançlara saldırmadıkları iddia edilemez. Bu da özgürlüklerin sınırı konusunda düşündürücüdür. Burada gazeteciden savunma beklenmez o doğru bildiğini yapmaktadır. Özür dileme yükümlülüğü kimi için mantıklı gelse de dergi ideolojisi ile taban tabana zıttır.
Karikatür yüzünden teröristler tarafından uğradıkları saldırı ve gazetecilerin hayatını kaybetmesi sonrasında yapılan haberler İslam’a saldırı, karikatüristlere yönelik eleştiri ya da direkt durumu aktaran haberlerdir. Az da olsa cinayetin meşru olmadığına yönelik tepkiler vardır. Ne olursa olsun saldırının hiçbir şekilde kabul edilebilir yanı yoktur. Birlikte yaşayabilmek için hoşgörüye ihtiyacımız var. Bir açıklamayı sırf İslam’a saldırıyor diye engellemek doğru değildir, yasal engelleme ancak saldırı Müslüman bireylere yönelik olduğunda kabul edilebilir (Morgan, 2007, s. 126)
Özlem LİMON
Kaynakça