İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, eşi ve oğlu ile birlikte cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda oy kullandı. Seçim sürecinde kötü iftiralarla karşı karşıya kaldıklarını belirten İmamoğlu, yarından itibaren helalleşilecek konuların konuşulacağını söyledi.
Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: ADEM KARABAYIR
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda, eşi Dr. Dilek İmamoğlu ve oğlu Mehmet Selim İmamoğlu ile birlikte oyunu kullandı. İmamoğlu, “Çok kötü iftiralarla ve ne yazık ki içi yalan dolu birçok hususla karşı karşıya kaldık. Bunların hiçbirisi olsun istemezdik. Helalleşeceğimiz çok şey var. Yarından itibaren bunlar konuşulacak. Ben, peşini bırakmayacağım. Birileri ‘Ya olur böyle şeyler seçim sathında’ dese de bırakmayacağım. Çünkü söylenen şeyler, ağır şeyler. Hiç kimsenin üzerine yapışmayacak, ama toplumun kalbine kötülük nakşedecek şeyler” dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda, eşi Dr. Dilek İmamoğlu ve oğlu Mehmet Selim İmamoğlu ile kullandı. Beylikdüzü Emin Yükseloğlu Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde kurulan 2224 numaralı sandıkta oy kullanan İmamoğlu, seçimde görevli personele başarılar diledi. İmamoğlu, oyunu eşi ve oğlu ile birlikte sandığa atarken, “Milletimize, devletimize hayırlı olsun inşallah. Hadi bismillah” temennisinde bulundu. Vatandaşların yoğun ilgisi altında oy kullandığı okulun bahçesine inen İmamoğlu, burada gazetecilere açıklamalarda bulundu.
İmamoğlu şunları söyledi:
200 YILDIR İNSANLAR, HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ İÇİN BU TOPRAKLARDA MÜCADELE EDİYORLAR: İnşallah bugünün, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’mizin demokrasisi adına sorunsuz, problemsiz bir şekilde geçmesini her şeyden önce diliyoruz” diyen İmamoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti ve daha öncesindeki halk olarak demokrasi mücadelemiz, neredeyse 200 yıla yakındır. 200 yıldır insanlar, bireysel hak ve özgürlükleri için bu topraklarda mücadele ediyorlar. O bakımdan, bugünün ona yakışan bir erdemle, davranışla ve işleyişle geçmesi mühim. Bu yönde görevi olan insanlar var. Az önce selamladım. Sandıkta görev alan her siyasi partinin temsilcileri var. Görev alan devlet görevlisi, memurlar var. Her birisine öncelikle teşekkür ediyorum. Görevlerinde başarılar diliyorum. Mesele, atılan her oyun doğru şekilde adresine ulaşmasını sağlamak. Bir oya bile halel getirmemek. Lütfen görevlerini en güzel şekilde yapsınlar onlar bizim canımız. Hepsini Allah korusun diyeyim.
ÇOK KÖTÜ İFTİRALARLA VE İÇİ YALAN DOLU BİRÇOK HUSUSLA KARŞI KARŞIYA KALDIK: Şunu söyleyeyim. Bu seçim hem ilk tur hem bu tur öncesi ne yazık ki arzu ettiğimiz dille geçmedi. Bu dilin karşılığında insanlar, umarız süreç içerisinde helalleşebilirler. Çünkü, çok kötü iftiralarla ve ne yazık ki içi yalan dolu birçok hususla karşı karşıya kaldık. Bunların hiçbirisi olsun istemezdik. Bazen, ‘Ne yapalım, bunlar seçim sathında yapılır’ diyenler oluyor. Vallahi benim içimi yakıyor. Ben, kimse hakkında yalan konuşamam, iftira atamam. Dolayısıyla, ‘ Seçim sathında olur böyle şeyler’ cümlesini asla kabul etmiyorum. Seçim sathı, toplumun aynasıdır. Bir tür turnusol kağıdı gibidir. İnsanların özünü ortaya çıkarır. O bakımdan ben, şu anda nasıl davranıyorsam, insanlarımıza, ‘Oylarınız milletimize, devletimize hayırlı olsun’ diyorsam, sahada da aynı şeyi söyledim. Kimsenin oyuna müdahale edilmez ki. Herkesin oyuna saygı duyulur. Bu bağlamda, keşke siyasiler olarak, o toplumun talebine dönük dil kullanılsaydı, yalanla, iftirayla insanlar aldatılmasaydı.
‘BU SEÇİM BİTTİ, SÖYLENENLER DE UNUTULSUN’ DEMEYECEĞİM: Helalleşeceğimiz çok şey var. Yarından itibaren bunlar konuşulacak. Ben, peşini bırakmayacağım. Birileri ‘Ya olur böyle şeyler seçim sathında’ dese de bırakmayacağım. Çünkü söylenen şeyler, ağır şeyler. Hiç kimsenin üzerine yapışmayacak, ama toplumun kalbine kötülük nakşedecek şeyler. Bu bakımdan, ‘Bu seçim bitti, söylenenler de unutulsun’ demeyeceğim şeyler olduğunun burada altını çizmek istiyorum. Seçim anları değerli. Sonucuna ve adil bir şekilde sonuçlandığı haliyle elbette saygı duyacağız. Her koşulda bu tür demokrasi anlarına bir final, bir son diye bakmamak lazım. Her seçim günü, aslında yarın itibariyle çok taze, ufku geniş, yeni başlangıçlara, sizleri yolculuğa uğurlarlar. Bu bakımdan buradan hangi mesaj çıkarsa çıksın; milletimiz adına, toplumumuz adına oy verenler vermeyenler, hangi taraf olursa olsun, sorgulanması, ders çıkartılması gereken mesajlarla doludur.
KAYITSIZ, ŞARTSIZ BU YOLUN YOLCUSU OLDUĞUMUZU İFADE ETMEK İSTERİM: Bu yönüyle mutlaka irdeleyeceğiz, inceleyeceğiz. ve milletimizin geleceğine, bu gencecik nüfusa sahip toplumumuzun geleceğine en faydalı işleri nasıl yapabiliriz diye mutlak irdeleyeceğiz. ve yine her zaman olduğu gibi, geleceğimize umutla bakacağız. Bakmak durumundayız. Bu milletin çocukları ve gençleri, umutla bakılacak bir geleceği bizden talep ediyor. Kayıtsız, şartsız bu yolun yolcusu olduğumuzu ifade etmek isterim. Hangi kararlılıkla? Her zamanki gibi yola çıktığımız ilk günkü kararlılıkla. Bu bağlamda, bugün sonuç ne olursa olsun, güçlü bir başlangıcı memleketimiz ve milletimiz adına dilemekle de yükümlüyüm. Şunu söyleyeyim: Tabii ki milletimiz hakkını helal etsin. Bizden yana helal olsun. Ama bir tek kişinin bile kalbini kırmadan, camımıza taş gelse de bazı şeylerle tehdit edilsek de süreç içerisinde bir tek kişinin kalbini kırmadan, sadece söylenen ağır sözlere cevap vererek, o süreçle yetinen bir insan olmaya gayret ettim. Çünkü ben, her şeyden önce sürece şöyle bakarım: Benim ailem var. Çoluğum, çocuğum var. ve milletin çoluğu çocuğu da bizi izliyor. Hep derim; ‘Allah’ım beni bu memleketin çocuklarına mahcup etme, insanlarına mahcup etme.’ Çünkü onların kalpleri çok temiz. ve güzel duygularla bizleri izliyorlar. Onlara güzel mesajlar verebilmek en değerlisi. Bu demokrasi gününün onlara çok uğurlu gelmesini, güzel mesajlarla dolu olmasını da elbette diliyorum. İnanın çok pozitif bakıyorum günümüze ve yarınımıza.
GÖNÜLLERİ FETHETME GÜNÜ OLARAK KABUL EDİYORUM: Yarın İstanbul’un fethinin yıl dönümü. Şimdiden İstanbul’un fethinin yıl dönümünü tebrik ediyorum. İstanbul’un fethini, ben hep Fatih Sultan Mehmet nezdinde, gönüllerin fethi diye kabul etmişimdir. Çünkü, fethettiği bir şehrin insanlarına en üstün, eşitlikçi, o çağa göre yaşama şansını tanımayla ilgili özenli adımlar atmıştır. O bakımdan ben, gönülleri fethetme günü olarak kabul ediyorum. İnşallah önümüzdeki her günü böyle değerlendirelim. Seçim günü hayırlı uğurlu olsun diyelim.”
“İSTANBUL’DA SORUN YOK, BÜTÜN TÜRKİYE’DE DE BU SAĞLANMALI”
İmamoğlu, gazetecilerden gelen, “Özellikle 28 Mayıs için gönüllü olanların sayısındaki artış çok konuşuluyor. Bu seçim için sandıklarda durum ne? Bir de yine 14 Mayıs günü olduğu gibi, sizi yine anbean bilgilendirirken görecek miyiz ekranlarda? Seçim sonuçlarını nereden takip edeceksiniz?” sorularına ise şu yanıtları verdi:
“Bugün, gördüğümüz kadarıyla, İstanbul’da bize iletilen sorunlu bir saha yok. Ufak tefek münazaralar oluyor ama bunlar da gideriliyor. Sağduyuyla, komşuluk anlayışıyla sandıklarda bulunan herkese şunu söyleyeyim: Komşu olduklarını unutmasınlar. Birbirine selam vereceklerini unutmasınlar. Mutlaka uzlaşsınlar. Küçük anekdotlarla, küçük nüanslarla sakın bir sürtüşmeye girmesinler. Kaldı ki her ilçede belediye başkanlarımız var. İşte bugün Büyükçekmece Belediye Başkanımız, Beylikdüzü Belediye Başkanımız var. İlçe başkanlarımız var. Süreçleri takip ediyorlar deneyimleriyle. Sorunsuz bir gün olmasını diliyorum. Ama konu, İstanbul’la yetmiyor. Tabii bütün Türkiye’de bunun bu şekilde sağlanmasını istiyoruz. Karşıtlık, düşmanlık… Zaten az önce söylediğim seçim öncesi her cümlenin, ne yazık ki insanlarda nasıl karşılık bulduğunu bilmiyoruz. Ön yargıyla davranabiliyorlar. Sadece bir kişiyi dinliyorlar. Bu sefer karşı tarafın ne düşündüğünden bihaber şekilde, çatışmacı bir ruh haline geçebiliyorlar. Ama ben yine de diyorum: Bu toprakların ve bu insanların feraseti, bu topraklarından gelen genlerle uzlaşmacı ve istişare hukuku içerisinde uzlaşmalarını ve asla bir kavgacı tutum içinde olmamalarını diliyorum.
SEÇİM SONUÇLARINI ANKARA’DAN TAKİP EDECEĞİM: Seçim sonuçlarını Ankara’dan takip edeceğim. Tabii ki Genel Merkez’de olacağız. ‘Anbean’ açıklama konusunda… Elbette bir önceki seçimle, bu seçim arasında bir fark var. Yani bir önceki seçim, biraz daha uzun soluklu bir seçim. Çok geniş bir oy kullanma hattı olan ve uzun kuyrukların oluştuğu bir ortam. Ama şimdi onun beşte biri zaman diliminde oy kullanılıyor. Aynı şekilde hızlı bir şekilde de sayım yapılacak. Bize görev düşer mi? Çok zannetmiyorum. Çünkü, süreç hızlı ilerleyecek. Görev düşerse, elbette ben de Mansur Bey de Genel Merkez’de olacağız. Ama bu akşamın lideri, elbette ki Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu. Onlar nasıl uygun görürlerse; belki kendileri kamuoyunu bilgilendirileceklerdir, belki bilgilendirmeye sıra gelmeden toplumumuzu güzel haberlerle, iyi haberlerle kendisi bilgilendireceklerdir. Duygumuz bu yönde. Şimdilik görevimiz böyle tarifleyebiliriz.”
“RUSYA İLE KARŞILIKLI MENFAATLERİN KORUNDUĞU BİR İŞ BİRLİĞİ ZEMİNİNİ KURMAKTA KARARLIYIZ”
Türkiye Rusya ilişkileri hakkında soruya ise İmamoğlu şöyle yanıtladı:
“Şunu söyleyeyim. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, asırlardır bu topraklarda devlet geleneği olan devlet geleneği olan bir devlettir. Biz çatışmacı değil, uzlaşmacı mutlaka istişare hukukunu işleten, elbette karşılıklı menfaatlerin korunduğu duygular içerisinde Rusya’yla da en üst seviyede dış politika sürecini yöneten ve hem Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yakışan hem de Rusya Devleti’ne yakışan iş birliği zeminini kurmakta kararlı bir ekibiz bunun bilinmesini isterim. Türkiye Cumhuriyeti Devleti dediğim gibi düşmanlık üzerine değil, çatışma üzerine değil, yurtta sulh, cihanda sulh üzerine kurulu bir devlettir. Atatürk’ün bu şiarının sadece bize değil, bütün dünya devletlerine ve bütün dünyaya mal olmasını dilerim. Ben hatta 21. yüzyılda dünya devletleri arasında sığınmacı, mülteci, göçmen, savaş ve bütün zorlukların, kıtlık, kuraklık, iklim değişikliğinin yaşandığı bu ortamda bu şiarın ‘yurtta barış, dünyada barış’ şiarının bütün dünyaya mal olup, bunun felsefesinin herkes tarafından iyi anlaşılmasını da dilerim.”
Kaynak: ANKA / Politika