Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) tarafından düzenlenen “1. Uluslararası Yüksek Öğretimde Stratejik Eğilimler Kongresi”, bugün SDÜ Kültür Merkezi’nde başladı.
Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) tarafından düzenlenen “1. Uluslararası Yüksek Öğretimde Stratejik Eğilimler Kongresi”, bugün SDÜ Kültür Merkezi’nde başladı.
Kongreye SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Vecihi Kırdemir, Prof. Dr. İsmail Karaca, YÖK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Aybar Ertepınar, Dünya Üniversiteler Birliği Genel Sekreteri Eva Egron Polak, Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Durman, Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Kazdağlı ile yurtiçi ve yurtdışından çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenciler katıldı. Burdur Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü öğretim üyeleri tarafından verilen müzik dinletisinin ardından açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen SDÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, günümüz dünyasının baş döndüren, nefes kesen bir değişim dalgası ile yüz yüze olduğunu belirtti. Değişim dinamiklerinin yönetilememekte olduğunu, tam aksine kontrolsüz bir dönüştürme süreci yaşandığını kaydeden Rektör Baydar, “Bireyler kadar kurumlar, hatta ülkeler de bundan etkilenmektedir. Değişimi doğru kavrayan, tasarımını doğru yapan birey ve kurumlar için bu durum bir fırsat haline gelecek ve değişimin öncüsü olarak bu dalgadan güçlenerek çıkabileceklerdir. Proaktif olmak, eğilimleri analiz etmek ve değişimi yönetmek kurum ve bireylerin başarısının temel yöntemi olacaktır. Yüksek öğretim alanında stratejik planlamanın tartışılmasının yeni bir olgu değildir. Ülkemizin bütün kurumları gibi yüksek öğretim kurumları olan üniversitelerimiz de geleceği öngörmek, belirsizlikleri ve riskleri azaltmak için hazırlıkları olmalıdır. Fakat bu yöntemin üniversitelere nasıl aktarılacağı ile Türkiye’deki mali yönetimde yaşanan son yasal gelişmeler stratejik planlamayı bir yönetim felsefesi olarak daha derinden incelemeyi ve yaşanan deneyimlerin paylaşılmasını gerektirmektedir. SDÜ ise yalnızca yeni yasal düzenlemelerden kaynaklanan zorlamalarla bu sürece katılmamıştır. Önceliklerini belirlemek, bugünkü konumuyla gelecekte hedeflediği arasındaki farkı görmek ve özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılında nasıl bir üniversite, nasıl bir Türkiye ve dünya sorularına yanıt aramak için bu sürece katılmıştır”diye konuştu.
Daha sonra kürsüye gelen YÖK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Aybar Ertepınar ise, Türk öğretim sisteminin gelişimi hakkında bilgi vererek, “Ülkemiz üniversiteleriyle dünyanın diğer üniversiteleri arasında yoğun bir işbirliği mevcuttur. Ülkemizde bugün için yeni kurulan 15 üniversite ile birlikte toplam 93 üniversite bulunmaktadır. Üniversitelerimizde 2 milyona yakın öğrenci vardır. Bunların yaklaşık 900 bini lisans, 700 bini Açık Öğretim, geri kalanı ise meslek yüksekokullarında eğitim almaktadır. Üniversitelerimizde idari ve mali özerklik ihtiyaç duyulan bir husustur. Akademik özgürlük ise Anayasa’nın teminatı altındadır. Ülkemiz 2001 yılından itibaren Bologna sürecinin bir üyesi olmuştur. Bu süreçte 10 eylem noktası var. Türkiye özellikle öğrenci dolaşımı konusundaki tüm hususları yerine getirmiştir. Avrupa Kredi Transfer Sistemi ile uyum sağlamıştır. Değişim programıyla öğrencilerimiz bir dönem Avrupa’da eğitim alma imkanını yakalamışlardır. Bugün için çok sayıda öğrencimiz bu kapsamda çeşitli Avrupa üniversitelerine gitmektedir. Öte yandan akademik değerlendirme ve kalite güvencesi konusunda Avrupa Kalite Güvencesi Ajansı, Ulusal Akademik Değerlendirme kitapçığını çıkarmış ve bütün üniversitelere dağıtımını yapmıştır. Bu çerçevede tüm üniversitelerimizin stratejik planları hazırlanmış ve hazırlanmaktadır. YÖK ise Ulusal Yükseköğretim Stratejisi Raporu’nu hazırlamak üzeredir. Bu rapor daha sonra tartışmaya açılarak son şekli verilecektir. Bu süreç sanıyorum sonbahara kadar sürecektir. Diğer önemli bir nokta ise üniversitelerimizin ulusal öğrenci birlikleri yoktu. 10 ay önce ulusal öğrenci birliğimiz de resmen kuruldu. Sözün kısası eğitim-öğretimde Bologna sürecinde Türkiye’nin yüksek öğretimde hiçbir sorunu yoktur. Türkiye, Avrupa yüksek öğretim alanının bir parçasıdır” dedi.
Konuşmasının son bölümünde Türk yüksek öğretimindeki zorluklara değinen Ertepınar, “Yüksek öğretim sistemimiz de birtakım zorluklar bulunmaktadır. Gerçi bu sıkıntılar biz de ve Avrupa’nın diğer üniversitelerinde de görülmektedir. Bunlar; mali özerklik ve kaynak kıtlığı konularıdır. Bu arada yeri gelmişken tüm bu imkansızlıklara rağmen 3 büyük şehirdeki üniversitelerimiz dışında kalan üniversitelerimizi ‘Anadolu Kaplanları’ olarak nitelendirmek istiyorum. Ayrıca ülkemizdeki üniversitelerin 1995 yılından itibaren özellikle bilimsel makaleler sayısı itibariyle aldığı yol çok büyüktür. Ülkemizdeki üniversitelerde 1995 yılında sadece 2307 makale yayınlanmışken bu rakam 2005 Mayıs sonu itibariyle 17 bin 222 rakamına ulaşmıştır. Böylelikle ülkemiz dünya üniversiteleri arasında 42.’likten 19.’luğa yükselmiştir. Ancak Anadolu’daki üniversitelerimizin konsorsiyumlar oluşturarak bölgelerinin sorunları için akademik çalışmalar yapmaları gerekmektedir. Bu arada 1992 yılında kurulan ve çok hızlı bir gelişme gösteren SDÜ’nün 1995 yılında sadece 3 bilimsel yayını var iken, bu rakam 2005 yılında 325’e yükselmiştir. Bu müthiş bir gelişmedir. Tüm emeği geçenleri kutluyorum” şeklinde konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Aybar Ertepınar’a Rektör Baydar tarafından, SDÜ amblemli minyatür halı hediye edildi. Konferansın ilk bilimsel oturumu Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Durman başkanlığında devam etti. Konferans çeşitli oturumlarla cumartesi akşamına kadar sürecek.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel