Toplumu eğitme endişesi çok eski bir problemdir. Eski çağlarda dinlerin öncülük ettiği bu toplum eğitimi sorunu bugün, akıllı teknolojilerin yönlendirdiği toplum 5.0 arayışında, yeniden gündeme geliyor. Toplum 5.0, son zamanların en popüler konularından biri ve “akıllı toplum” ile ilgili eğitim çalışmaları da bu serüvenin bir parçası. Hızlı ve kesintisiz ilerleyen akıllı teknolojilere uyum sağlayan ve bu teknolojiyi etkili kullanma becerisi konusunda eğitilmiş yeni bir toplumsal dinamizme duyulan ihtiyaç, sık sık dile getirilir oldu.
Japon Ekonomik Organizasyonlar Federasyonu (KEIDANREN) tarafından yayınlanan “Toplum 5.0’ın Derinleştirme Yoluyla Ekonomide ve Toplumda Reform” başlıklı 26 sayfalık çalışma, öncü metinlerden biri ve neredeyse bir deklarasyon olarak görülüyor. Metinde geleceğin akıllı toplumunun felsefi alt yapısı, “Toplum 5.0” kavramıyla hazırlanıyor. Yeni dönemin ekonomik ve sosyal reformunun gerçekleştirilebilmesi için geniş kitlelerin yani bütün bir halkın, akıllı teknolojiler konusunda derin bir eğitimine ihtiyaç duyulduğu anlatılıyor.
Bu ihtiyaca binaen yine aynı metinde, toplumsal tarih birbirini takip eden farklı dönemlere ayrılmış, toplumları bekleyen teknoloji tabanlı ve teknoloji destekli akıllı toplum dönemine ise “Toplum 5.0” denmiş. Metne göre insanlık şimdiye kadar 5 aşamadan geçmiştir:
Toplum 5.0 kavramı, basit verimlilik iyileştirmeleri yapmaktan ziyade sosyal sorunların çözümüne yardımcı olan yeni ve akıllı bir toplumun oluşturulması düşüncesi üzerine oturtuluyor. Japonya Bilim, Teknoloji ve İnovasyon Yönetim Kurulu Üyesi Yuko Harama’nın, insanı merkeze aldığı Toplum 5.0 tanımı şöyle:
“Teknoloji odaklı dünya düzeninden insan merkezli yapıya, bireyi ve toplumu temel değer olarak tanımlayan bir topluma dönüşüm.”
Toplum 5.0 düşüncesinde, bilgi teknolojilerinin hızla gelişmesiyle iç içe geçen siber ve fiziksel sistemlerin toplumda büyük bir değişim etkisi yaratmasına odaklanılıyor. Nesnelerin İnterneti, Yapay Zekâ ve robotların dönüştürdüğü endüstriyel ve sosyal yapıların insan hayatına pozitif katkı sunduğu fakat beraberinde getirdiği yeni sorunlara dikkat çekiliyor. Toplum 5.0 projesinin hayali, ortaya çıkan ve daha önce çözüm aranan sosyal sorunlara, yenilikçi ve insan temelli yanıtlar arayarak dünyayı daha yaşanılır bir yer haline getirilmesidir. Bu hayali gerçekleştirmek aslında aşağıda sıralanan büyük küresel sorunların çözümüne bağlanmış haldedir:
- Yaşlanan dünya nüfusu için çözüm geliştirmek,
- Sanal ve gerçek dünyanın birlikteliğini sağlamak,
- Nesnelerin İnternetinden toplumun çıkarlarına uygun hale getirmek,
- Çevre kirliliği ve doğal afetler için çözüm üretmek.
“Teknoloji toplumlar için bir tehdit değil, bir yardımcı olarak algılanmalı” düşüncesini uluslararası bir etkinlikle ilk kez 2017 yılında, Almanya’nın Hannover kentinde gerçekleştirilen CeBIT fuarında, Japon Başbakan Shinzo Abe, dile getirmişti. Abe konuşmasında, Toplum 5.0 teorisi çerçevesinde, dijitalleşmenin etik, toplumsal ve ekonomik etkilerini göz önünde bulundurmuş, yüksek bir değer etrafında insanlar ve makineler arasında iş birliği oluşturma gerekliliği üzerinde durmuştu. Küresel dönüşüm sürecinin temelini oluşturan “yaratıcı-yıkım”ın getirdiği öngörülemeyen sonuçlara; kamu, özel sektör, akademi ve sivil toplum paydaşlarının kapsamlı katılımını sağlayan entegre yapılarla cevap vermek gerekliliğini vurgulamıştı.
Japonya’da düşük doğum ve yüksek yaşlılık oranı, aktif çalışanlar ile bakıma muhtaç olanlar paritesindeki dengesizlik, doğal afetler ve çevre kirliliği ile mücadelenin bir çıktısı olan Toplum 5.0 konsepti, aynı dertlerden muzdarip gelişmiş toplumlar için de bir çözüm olacağı söyleniyor. Ne var ki bu hiç de kolay bir transfer olmayacak. Çünkü insan toplumunun 5. aşaması olan Toplum 5.0’a geçiş ve akıllı toplumun inşası için uluslararası toplumun aşması gereken 5 büyük engelden bahsediliyor:
Bu büyük projenin, yukarıdaki beş büyük bariyeri aşması için bazı teşebbüsleri başarması bekleniyor:
- Teknolojinin cinsiyet ve yaş fark etmeden herkese fayda sağlaması,
- Ekonomik kalkınmayı, sosyal sorunların çözülmesi ile dengelemek,
- Elverişsiz iş standartlarından uzak, daha özgür ve zamanı efektif kullanan bireyler,
- Siber ve fiziksel alanın tek potada erimesiyle daha kolay ve eğlenceli bir hayat,
- Ulaşım sorunu çözülmüş, daha güvenli, yaşanırlılığı yüksek akıllı şehirler.
Bu teşebbüsler teknolojinin herkes için çözüm, zaman ve özgürlük için, eğlence, konfor ve sosyal yaşam için dizayn edilmesini zorunlu kılıyor.
Görünen o ki geleceğin akıllı toplumunu oluşturmak hiç kolay bir süreç olmayacak; toplumlar akıllı toplum evresine kendiliğinden, teknolojik nedensellik zorlamasıyla geçemeyecekler. Başta yapılan tanımlara ve projelendirmeye göre, öncelikle birtakım engellerin aşılması gerekiyor, ardından tam bir sosyal mutabakat sağlanarak tüm kurumların ve hatta farklı toplumların iş birliği içinde çalışması zorunlu görünüyor. Bu ön koşullar gerçekleştirildiğinde teknolojik toplum, insan merkezli değer toplumuna dönüştürülebilecek, korkulan tekno-gelecek yerini, beklenen güvenli yarınlara bırakacaktır. Toplum 5.0 ideali, aslında teknolojik distopyayı teknolojik ütopyaya dönüştürme hamlesidir, denebilir.
Abdulkadir Büyükbingöl
Bilişim PhD Adayı